MELEKLERLE PAYLAŞTIĞIMIZ HAYAT
Nurullah Toprak
Mümin olmanın ikinci şartı, meleklerin varlığına ve vazifelerine iman etmektir. Başka birçok dinin mensubu da meleklere inanır. Tabii bizim melek inancımızdan çok farklı bir şekilde. Hak dinin öğrettiği ve bizim de öğrenmemiz gereken meleklerle ilgili doğrular nelerdir?
Allahu Tealâ melekleri nurdan yaratmıştır. Temiz, lâtif, hızlı varlıklardır. Nur hızı ile hareket ederler. Bizim gibi yemeye içmeye ihtiyaçları yoktur. Akıl sahibidirler, fakat insan ve cinlerdeki gibi nefis, şehvet, hırs ve hevesleri yoktur. Cenab-ı Hak kendilerine ne vazife verirse onu yaparlar, asla isyan etmezler, isyan nedir bilmezler. İtaattan usanmazlar. Çok ibadet ettikleri için kendilerini beğenmezler. Gaflete düşmezler. Rızıkları Allahu Tealâ’yı zikir, tesbih ve hamddir. Erkeklik, dişilik durumları yoktur. Doğum yoluyla çoğalmazlar, Allahu Tealâ dilediği zaman dilediği kadar melek yaratır.
Meleklerin herkese görülmeyişleri, insanların görme alanının sınırlı oluşundandır. Bir de insanda bulunan kalp katılığı, gaflet, isyan, nisyan gibi arızalar, değil meleği insanın kendi hakikatını görmeye mani hallerdir. Melekleri görmek, onlarla konuşmak mümkündür. Bunun ilk şartı, şeytanlıktan ve şeytanın oyuncağı olmaktan kurtulmaktır.
Bütün peygamberler melekleri görmüşler ve kendileri ile konuşmuşlardır. Özellikle vahiy meleği ile sık sık görüşme gerçekleşmiştir. Ashab-ı Kiram, bir sonraki nesil (Tabiun) ve salihler içinde meleklerle görüşenler olmuştur.
Meleklere iman edilmeden iman tamamlanmaz, din olmaz. Meleklerin bir kısmı, Rabbimiz ile peygamberleri arasında elçilik görevi yapmaktadırlar. Allahu Tealâ’dan aldıkları ilahî emirleri, haberleri peygamberlere onlar getirmektedirler. ‘Melek yoktur’ demek, din yoktur, bize ilahî bir emir gelmemiştir, peygamberler yalan söylüyor, Kur’an uydurma bilgi veriyor demek olur ki, -Allah muhafaza etsin- bu düşünce tam bir sapıklık ve küfürdür.
Melekleri göremesek de kesin olarak biliyoruz ki, hayatımızda onlarla pek çok şeyi paylaşıyoruz. İnsanla melek arasındaki hukuk, daha insanoğlu yaratılmadan önce başlamıştır. Allahu Tealâ, ilk insanı yaratacağı zaman, meleklere bunu haber vermiş, yaratacağı bu insanı kendisine halife yapacağını bildirmiştir. Bunu duyan melekler, hayretle “Ya Rabbi! Biz seni hakkıyla tesbih edip adını yüceltiyorken, yeryüzünde kan dökecek, fesat çıkaracak insanı mı kendine halife yapacaksın?” dediler. Yüce Rabbimiz: “Evet, insanı kendime halife yapacağım, siz bilmezsiniz, ben bilirim” buyurdu. Ayrıca meleklere: “O insanı yaratmam tamamlanınca kendisine secde ediniz.” emrini verdi. Melekler de ilk insan Hz. Adem’e secde ettiler, hürmet gösterdiler, yaratılışını ve vazifesini tebrik ettiler. (Bakara/30-34; Sâd/71-73)
Yüce Rabbimiz, meleklerin reisi Hz. Cebrail başta olmak üzere pek çok meleğine insanla ilgili görevler verdi. Dört büyük melekten Cebrail (A.S.) vahiyle görevlendirildi. Mikâil (A.S.) insanların rızık, geçim sebepleri ve kainat olaylarına nezaret etmekle görevlendirildi. Azrail (A.S.) her insana muhakkak uğrayıp ruhunu almakla görevlendirildi. İsrafil (A.S.) kainatın ölümü olan kıyamet haberini duyurmak için sura üfürmekle ve insanları hesap yerine sevketmekle görevlendirildi.
Rahman ve Rahim olan Allah, insanı ayakta tutmak ve korumak için bir takım meleklerini görevlendirdi. Bunlara “hafaza melekleri” denir. Yüce Rabbimiz onları bize şöyle tanıtmıştır: “İnsanın önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu koruyan ve devamlı takip eden melekler vardır.”
(Ra’d/11)
Bu melekler, insanları tehlikelerden muhafaza ile görevlidirler. Uyku ve uyanıklık hallerinde onunla beraberdirler; ancak gerçekleşmesi kesin olan ilahî kader hükmünü icra edeceği zaman melekler kenara çekilir, gelen şeyle kulu başbaşa bırakırlar. (İbnu Kesir, Tefsir; Hakemî, Mearici’l-Kabul)
Bazı melekler insanların amellerini, hayır ve şer bütün işlediklerini yazmakla görevlidirler. Bunlara “Kirâmen Kâtibîn” melekleri denir. Yüce Rabbimiz bu meleklerden şöyle haber vermektedir: “Hiç şüphesiz sizin üzerinizde bekçiler vardır. Onlar şerefli yazıcı meleklerdir. Sizin yaptıklarınızı bilirler.” (İnfitar/10-12) “Her insanın biri sağında birisi solunda olmak üzere her şeyi kaydeden iki yazıcı melek mevcuttur.” (Kâf/17)
Bazı melekler ilâhî izin ve destekle Arş’ı Azam’ı, gökleri, yıldızları, bulutları taşırlar. Bazı melekler müminler için devamlı istiğfar eder, onların azaptan kurtulması ve selamette kalması için Allahu Tealâ’ya yalvarırlar.
Bazı melekler zor anlarda mü’minlerin yardımına koşar, şeytana ve düşmana karşı destek verir, kalblerini kuvvetlendirirler.
Bazı melekler, zikir, ilim ve Kur’an meclislerini takip eder, onları kuşatır oradakiler için dua ve istiğfar ederler.
Bazı melekler, mescidde oturup namazı bekleyen kimselere dua ve istiğfar ederler.
Bazı melekler, Rasulullah (A.S.) Efendimiz’e getirilen salât ve selamları kendisine ulaştırmakla görevlidirler.
Bazı melekler müminlerin kalplerine güzel ve hayır duygular ilham eder, onları manen desteklerler.
Bazı melekler müminlerin birbirlerine yaptıkları dualara ‘amin’ derler.
Bazı melekler müminlerin amellerini ilâhî huzura yükseltirler, güzel hallerine şahitlik yaparlar.
Bazı melekler ölüm anında müminleri yalnız bırakmaz, güzel yüz ve müjdelerle gelir, korku ve endişesini giderirler. Azrail (A.S.) ile beraber olurlar, ona yardım ederler.
Bazı melekler Allahu Tealâ’nın izni ile müminlere şefaat ederler.
Bazı melekler kabirde sual sorarlar. Bunlara “Münker Nekir” denir. Kabirde herkese “Rabbin kim, dinin ne, peygamberin kim, kitabın ne?” gibi sorular sorarlar. Doğru cevap veren müminlerin kabri cennet bahçelerinden bir bahçeye çevrilir. Cevap veremeyen kâfir ve münafıkların kabri ise cehennem çukurlarından bir çukur yapılır, mahşere kadar o halde kalır. (Buharî, Müslim)
Biz kendilerini göremesek de, Allah’ın izniyle bizleri gören ve etrafımızda birçok görevler icra eden melekler mevcuttur. Onlar bizim hayatımızın bir parçasıdır. Onlara ikram etmeli, kendilerini hoş tutmalıdır. Onları sevindirecek tek şey itaat ve güzel ahlâktır; hediyeleri Allahu Tealâ’yı zikirdir. Melekler, yeryüzünde Allahu Tealâ’nın adını duyurmak ve dinini ayakta tutmak için çalışan mü’minlere hayran olurlar. Onları gece gündüz desteklerler. Allahu Tealâ’dan onların affı ve muvaffakiyeti için dua ederler. Zayıf kalan müminleri desteklerler.
Mümin hiçbir yerde yalnız değildir. Her zaman koruyucu ve amelleri yazıcı meleklerle beraberdir. Allah yolunda ilim öğrenen, ihlâsla hizmet eden, zikir çeken, insanları hayra davet eden, anne babasını memnun eden, yetim, fakir ve düşkünleri sevindiren kimseler bilsinler ki, o anda etraflarında melekler uçuşup durmakta, ona hayır dua ve istiğfar etmekte, yapılan hayırdan yüzleri gülmektedir.
Meleklerle dost olanlara müjdeler olsun...