TÜRK İSLAM TARİHİ VE İSLAMİYET HAKKINDA HER ŞEY
  HARİKA BİR ISI MERKEZİ
 

İnsan, zihin ve düşünce tayflarını eşyanın derinliklerine saldıkça hep anlaşılması, ve izahı güç harikalarla karşıiaşdı. Bildiğimiz şeylerin aydınlık İkliminde kimbilir daha nice hayret edip hayranlık duyacağımız şeylerle karşılaşacağız! Düşünce enerji balansını iyi ayar etmişler için gelecek hayranlıklarımızın dünyası olacaktır.



Yaşadığımız dünyada sıcaklık sabit değildir. Sıcaklık, yılın muhtelif mevsim, gün ve saatlerinde değişen iklime göre daima farklı bulunmaktadır. Fakat dış vasat ısısının bu kadar değişme göstermesi vücudumuza tesir etmemektedir. Yani iç vasat ısısı sabit tutulmaktadır. Araştırmalar bu işin tanziminin, beynimize yerleştirilmiş ufacık bir merkez tarafından yapıldığını göstermiştir. Bu merkeze termo regülasyon (ısı ayarlama) merkezi adı verilir. Termoregülasyon merkezi ısı istihsali ve kayıbları arasındaki dengeyi sağlayarak vücud sıcaklığının sabit kalmasını temin eder. Bu dengeleme işi "hipotaiamus"ta bulunan iki merkez tarafından ayarlanır. Beynin ortasında yerleşmiş bulunan hipotalamusun ön bölgesinde yer alan merkez, ısı kayıblarını, orta bölgelerindeki merkez ise ısı istihsalini sağlayan mekanizmaları harekete geçirir. Bu merkezler reseptörlerin (alıcıların) gönderdiği bilgilere göre çalışmalarını düzenleyen termostatlara benzetilebilir. Sağlıklı bir İnsanda bu iki merkez âhenkli bir şekilde çalışır.

Bütün bu bilgiler, deride yer alan sıcaklık ve soğukluk reseptörleri ve yine deriye yakın olan çıplak sinir uçları tarafından alınarak myelinli lifler (yalıtılmış sinir lifleri) aracılığıyla termoregülasyon merkezine ulaştırılır.

Vücudun sıcaklığı çevre sıcaklığından yüksek olduğu zaman hasıl ettiği ısı enerjisinin bir kısmını çevreye vermek mecburiyetinde kalır. Bunun düzenlenmesine fizikî termoregülasyon adı verilir. Isı kayıpları öncelikle radyasyon (ışıma yoluyla) ve konveksiyon (taşıma yoluyla) gerçekleşir. Normalde ısı kayıplarının % 15'i konveksiyon ve % 55'i de radyasyon ile olmaktadır. % 3'lük kayıp solunan havanın dışarıya verilmesi, dışkı ve İdrar yoluyla olurken, % 27'Iik kayıp ise akciğerden buharlaşma ve deri sathından terleme yoluyla olur.

Normal şartlarda bir kişi terlemekle 500 ml., akciğerler yoluyla 350 ml, su kaybeder. 1 ml. suyun buharlaşması için 0,58 k.cal'lik enerji gerektiği düşünülürse günde yaklaşık 500 k.cal'lik enerji kaybının bu yolla olduğu görülür.

Organizmada ısı istihsalinde en müessir rolü bazal metabolizma ile alakalı hadiseler oynar. Bazal metabolizma; bütün hücrelerin hayati fonksiyonlarını devam ettirebilmeleri için harcamak zaruretinde oldukları asgari enerjiyi temin etme mekanizmasıdır.




Çevre sıcaklığının düşmesi bazal metabolizmayı arttırır. Fizikî faaliyetler de bazal metabolizmayı arttırıcı rol oynar. Mesela, yürüme ısı istihsalini % 60 artırırken, ağır bir fizikî iş % 200; titreme ise % 10'luk bir artışa sebep olur. Görüldüğü gibi çoğu zaman hoşumuza gitmeyen vücut fonksiyonları bile hayatın devamı için verilmiş nimetlerden başka bir şey değildir. Hİpotalamustan salgılanan TSH-RF (Tiroid uyarıcı hormonu salgılatan faktör) vasıtasıyla hipofiz ön kısmından TSH (Tiroid uyarıcı hormon) salgılanır. TSH, tiroid bezinden tiroksin hormonu ifrazına sebeb olur. Tiroksin hormonu da bazal metabolizmayı yükseltir.

Karaciğer ve dalak gibi organlar da ısı istihsalinde rol alırlar. Karaciğer toplar-damarındaki kanın sıcaklığı karaciğer atardamarındakinden daha yüksektir. Bu da karaciğerin kanı ısıtmadaki rolünü gösterir.

İnsan vücudu, kendi istihsal ettiği ısıdan başka dışarıdan da ısı alma kabiliyetine sahiptir. Dünyamızın sobası hükmünde olan güneş, gördüğü yüzlerce vazifeden ayrı olarak kâinatın has misafiri olan insanı ısıtmakla da bu kâinatın sahibi tarafından vazifelendirilmiştir. Herşeyin nizam içinde cereyan etttiği kâinatta güneşin yaratılması yanında, bundan en iyi şekilde İstifade edebilmek için lüzumlu cihazlar bizlere ihsan edilmiştir. İnsan vücudu güneş ışınlarının % 65'ini absorbe edebilir (emebilir.)

Deri altı yağ dokusu, ısı kaybına karşı bir izolasyon tabakası teşkil eder. Kürek kemikleri arası bölgede az miktarda esmer yağa sahip olan süt çocukları, kimyevî ısı istihsal ile metabolizmalarını % 100 kadar artırabilirler. Esmer yağ hücreleri de bol miktarda mitokondri (enerji istihsal ünitesi) İhtiva eden yağ tipidir. Bu yağ hücreleri fazla miktarda sinir lifiyle temastadır. Sinir uyarısıyla metabolizma İleri derecede artar. Bu hususiyet yeni doğan çocukta normal sıcaklığın korunması yönünden ehemmiyetlidir. Erişkin insanlarda hiç bulunmayan esmer yağ Rahmeti ve Keremi Sonsuz'un hiç bir şeyden habersiz ve her şeye muhtaç olan yavrulara verdiği bir İhsandan başka ne olabilir?

Vücudda iç sıcaklığın sabit tutulması gayesiyle sıcak ve soğukta farklı bazı hadiseler cereyan eder:

Soğukta bazı sinirlerin faaliyeti artar ve damarlarda kasılma olur. Buna ilaveten de deri kılcal damarlarına giden kan miktarı azalır. Deri sıcaklığı düşülerek ısı kayıpları önlenmeye çalışılır. Deride yer alan kılların dip kısmında bulunan kıl soğanındaki düz kaslar kasılır. Bu kasların kasılmasıyla kıllar dikleşir, deri tabakasında bir izolasyon tabakası oluşturularak ısı kaybı asgariye indirilir. Ayrıca adrenalin ve noradrenalin denen hormonlar salgılanır ve deri altı damarlarında kasılmalar görülür. Solunum merkezinin refleks olarak faaliyetinin azaltılmasıyla solunum sayısı düşürülerek akciğer yoluyla olan ısı kaybı engellenir. Tiroid bezi de salgısını çoğaltarak metabolizmayı artırır. Bütün bu saydığımız hadiseler âdeta bir anda meydana gelir.

Sıcakta ise artan ısının dışarı verilmesi gayesiyle terleme mekanizması devreye girer. Hİpotalamusun ön kısmının uyarılması terlemeyi artırır. Salgılatıcı tenbihler omiriliğe ve oradan sinir lifleriyle vücudun geniş bölümünde yer alan ter bezlerine ulaşır. Ter bezlerinin sayısı 2-5 milyon civarındadır. Ter miktarı saatte 1600 ml.ye ulaşabilir. Daha önce belirttiğimiz gibi 1 ml. terin buharlaşması için 0,58 k.cal ısı harcanır. Solunum sayısı çoğaltılarak ısı kaybı artırılır. 1-2 dakika içinde deri içi kılcal damarlardaki kan miktarı 30 misline çıkarılarak da ısı kaybı artırılır.

Hipotalamusta bulunan ve vücud sıcaklığının değişmesi halinde harekete geçen sinir hücerelerinin teşkil ettiği merkeze hipotalamik termostat ismi de verilir. Bu termostat 36, 8°C ye ayarlanmıştır. Fakat muhtelif amillerle ayarı bozulabilir. Termostat ayar noktası düşerse aşırı ısı kaybı olur ve hipotermi (ısı azlığı) denen tablo görülür. Normalde terleme, sıcaklık 36,8 °C yi aştığında görülürken termostat ayarı daha düşük bir sıcaklığa inince terleme bu defa yeni ayar noktasının üzerinde görülür. (Mesela 36 °C de terleme olur.) Termostat ayarı düşünce, vücud ısısını düşürerek ısı İstihsal mekanizmasını çalıştırmaz. Kimyevî hadiseler ve bazal metabolizma azaltılır. Uyuklama ve koma görülebilir. Bu hipotermi hadisesinden istifade edilerek normal şartlarda yapılamayan beyin ve kalb ameliyatları gerçekleştirilebilmektedir. Çünkü bu durumda organların enerji talebi azaldığı için daha az kanla hayatiyetlerini devam ettirebilmektedirler.

Termostat ayar noktasının yükselmesiyle hipertermi, yani ateş tablosu gelişir. Bu durumda ısı kaybı 36,8 °C yi çok geçtikten sonra olabilmektedir. Yani ısı kaybı geç olmaktadır. Fakat bunu düzeltmek gayesiyle vücud bazı tedbirleri alır. Damarlar genişler, kıllar dikleşir ve adrenalin salgılanması artar. Metabolizma da artırılır. En mühim hadise kasların gayri iradi kasılmalarıdır. Vücud sıcaklığı termostatın ayarına eriştiğinde titreme durur. Aşırı hipertermi 40-41 °C de öldürücü olur ve sıcak çarpması olarak bilinir.

Burada çok kısa olarak anlatmaya çalıştığımız beyindeki ayarlama merkezi teknolojik harikalar olarak tarif edilen tam otomatik makinalarla mukayese edilmeyecek kadar mükemmel bir yapı arzeder. Fakat unutmamak gerektir ki, bu merkez, sahip olup da farkına varamadığımız eşsiz yapılardan sadece biridir. Ve insanlığın yaradılışından beri de icraatini devam ettirmektedir.

Bu kadar harika cihazlara sahip olan insanın tesadüflerin bağrından meydana geldiğini iddia etmek, bugünkü teknolojinin gelişmesinde insan irade ve zekasının rolünü inkâr etmekten daha gülünçtür.

 

Abdurrahman Oğuz

 
 
  90655 ziyaretçi  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol